Sen neymişsin Fred
3 mins read

Sen neymişsin Fred

6yediği maçtan sonra Fenerbahçe’nin hem tribünlerle hem de takım içinde bu kadar bütünleşeceğini hiç tahmin etmiyordum. Son 10 yıla bakarsak bu eşyanın tabiatına aykırı bir durumdu.
Seyirci özellikle beni çok şaşırttı. Ama olması gerekeni yaptı ve takımına sahip çıktı.
Fred, Pendik maçında sakatlanınca sonraki maçlarda Fenerbahçe’nin elinin ayağının neden kilitlendiğini dün iyice anlamış olduk.
Fenerbahçe orta alanında İsmail ve Crespo ile oynayınca 3. bölgeye akış sağlıklı bir şekilde yapılamıyordu. Çünkü bu iki oyuncu bu görevi yapabilecek oyun görüşü ve tekniğe sahip değiller.
Şimdi dün Fenerbahçe’nin attığı ilk gole bakın. Fred orta alanda kazandığı topu çabuk bir şekilde Tadiç’e aktarıyor. Ve muhteşem asistten sonra gol geliyor. Fred belki ilk yarıda çok top kaybı yaptı. Ancak oyun içindeki bu aktarma çabukluğu Fenerbahçe’yi her daim gol pozisyonuna sokuyor. Üstelik Tadiç, Szymanski ve İrfan’ın da oyun katkısını yükseltiyor.
Tabii ki ilk golde unutulmaması gereken başka bir ayrıntı var. Szymanski daha top Tadiç’e gelmeden öyle bir koşuya başlıyor ki, al futbol okullarında ders diye okut. Koşu ayrı, bitiricilik ayrı güzel.
6 farklı bir Avrupa yenilgisinden sonra Fenerbahçe’nin bu derece sağlıklı bir şekilde sahaya dönmesi tabii ki İsmail Kartal’a yazar. Nasıl Danimarka’daki rezaletten sonra eleştirdiysek bu maçta da hakkını vermek lazım. Belki de psikolojik olarak Fenerbahçe’nin ligde en zor oynadığı maçtı.
Fenerbahçe’nin ayrıca şöyle bir özelliği var. Yüksek tempo oynadığı zaman hem bol gol pozisyonu yakalıyor hem de rakibini bezdiriyor. Ancak Fenerbahçe bu yüksek tempoyu her zaman yapamıyor. Hele maçlar ve sakatlar arka arkaya gelince hiç olmuyor. Ama dün öyle kritik maçtı ki selameti açısından buna mecburdu. Öyle de başladı ve golü buldu.
Maçın ikinci yarısında gelen Sivas’ın golü kısa bir süre sıkıntı yarattı. Ama çabuk toparladılar. Hem tempoyu yeniden yakaladılar hem de goller arka arkaya gelince kontrollü futbola döndüler. Fenerbahçe bu kontrolü yapmadığı zaman başına çok dert alıyor. Danimarka’da bu kontrolsüzlük yüzünden altı gol yedi. Oysa takımın geneline baktığın zaman bunu yapabilecek kapasite var. Fenerbahçe haklı bir galibiyet aldı. 90 dakikanın toplam 80 dakikasını üstün götürdü. Bütün istediklerini yaptı. Takımda herkesin yumurta kapıya dayanınca sorumluluk alması maçın da rahat geçmesine neden oldu.

Akılda kalanlar
İCK: Nasıl bir futbolcu olduğunu ve takımına neler katabileceğini bu sezon hatırladı. Ama sadece attığı gol değil oyun içindeki katkısı da takım için çok önemliydi. Eğer Fenerbahçe’ye geldiği yıldan itibaren böyle oynasaydı bu adam bugün bambaşka konumda ve liglerde olurdu.

Tadiç: Bizim ülkede öyle bir futbol lüksü var ki Tadiç’i beğenmeyenler var! Gerçekten çok komik. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki ülkemize gelen en önemli futbol akıllarından birisi. Bu kadar sorumluluk alan, oyun görüşü bu kadar yüksek olan, asistleri bu kadar etkili olan bir futbolcuyu Türkiye liginde izlemek büyük zevk.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir