Bilim adamları imkansız denilen zaman kristalini gerçeğe dönüştürdü

Zaman Kristalleri: Zamanın Ritmi Yeniden Tanımlanıyor

Geleneksel kristaller, atomların uzayda düzenli bir yapı oluşturmasıyla tanınır. Ancak Nobel ödüllü fizikçi Frank Wilczek’in 2012’de ortaya attığı “zaman kristali” fikri, bu düzenin zaman boyutunda da tekrarlanabileceğini öne sürdü. Zaman kristali kavramı, saatlerin ritmine benzer, ancak kendi kendine sürekli çarpan ve dış etki olmadan varlığını sürdüren bir yapıyı ifade ediyor.

Vienna Teknik Üniversitesi’nden Prof. Thomas Pohl, bu yeniliği “Wilczek’in vizyonuna çok yaklaştık” şeklinde özetliyor. Zaman kristalleri, klasik kristallerin mekânsal simetrisini zaman eksenine taşıyarak, dış müdahale olmaksızın sürekli kendini yenileyen bir ritim oluşturuyor. Laboratuvar deneyleri, bu ritmin hem kararlılığını hem de dayanıklılığını kanıtlamak açısından büyük önem taşıyor.

Dev Atomlar ve Uzun Süreli Ritim

Çalışmada rubidyum atomları merkezi bir rol oynuyor. Bu atomlar, Rydberg seviyesi olarak adlandırılan ve atomların genişlemiş hallerini temsil eden “dev atomlar” olarak bilinir. Normalde küçük olan atomlar, genişlemiş hallerinde birbirleriyle güçlü elektriksel etkileşimler yaparak kolektif bir sistem oluştururlar.

Araştırmacılar, iki farklı lazerle bu atomları aynı anda uyararak bir “güç mücadelesi” yarattı. Bu mücadele, atomların senkronize bir ritimle hareket etmelerini sağladı. Sistem, oda sıcaklığında ve yüzlerce milisaniye boyunca binlerce döngü gerçekleştirdi. Bu durum, deneyin önceki sistemlerden farklı olarak süreklilik ve kararlılık açısından öne çıkmasını sağladı.

Geleceğin Teknolojisi İçin Umut Vaat Eden Adımlar

Bu buluş, temel fiziğin anlaşılmasına katkı sağlamanın yanı sıra kuantum teknolojileri, hassas zaman ölçümü ve yerçekimi dalgalarının tespiti gibi alanlarda yeni uygulamaların kapısını aralıyor. Rubidyum gazının oda sıcaklığında çalışabilmesi, mikroçiplerle bütünleştirilerek kompakt sensörlerin geliştirilmesine imkan tanır.

Araştırma ekibi, Nature Physics dergisinde yayınlanan makalelerinde bu sistemin, gelecekte daha karmaşık iki ve üç boyutlu zaman kristallerinin anlaşılması için bir temel oluşturacağını belirtmiştir. Ayrıca, kuantum koherensinin bu sistemde nasıl işlediği gibi henüz yanıtlanmamış soruların da yakın zamanda yapılacak deneylerle aydınlatılması beklenmektedir.

Bilim dünyası için yeni bir kapı açan zaman kristalleri, klasik fiziğin sınırlarını zorlayarak, kuantum evreninde zamanın ritmini yeniden tanımlayan bir keşif olarak öne çıkmaktadır.

Related Posts

Ada yüzer mi demeyin, Arjantin’deki bu ada gerçekten yüzüyor

Buenos Aires’in kuzeyindeki Paraná Deltası’nda yer alan El Ojo, neredeyse kusursuz daire biçimi ve hareketli yapısıyla dikkat çekiyor. Göl yüzeyinde serbestçe dönen bu ada, doğa içinde kendi kendine oluşmuş nadir yapılar arasında yer alıyor.

Google Pixel Watch 4’ün fiyatı, özellikleri ve çıkış tarihi belli oldu

Google’ın yeni nesil akıllı saati Pixel Watch 4, tanıtımına günler kala Avrupa fiyatlarıyla birlikte gündeme oturdu. Fransız kaynaklara dayandırılan sızıntılara göre, Pixel Watch 4’ün 41 mm’lik Wi-Fi modeli 399 euro, LTE destekli versiyonu ise 499 …

Android’te sinsi tehlike: Kullanıcıların verilerini çalıyor

Avrupa’nın önde gelen teknoloji üniversitelerinden TU Wien’deki araştırmacılar, Android işletim sistemini hedef alan yeni bir siber saldırı yöntemini açığa çıkardı. “TapTrap” adı verilen bu yöntemle hackerlar, arka planda görünmeyen bir uygulama …

Binlerce yıllık DNA’nın sırrı çözüldü: Tarımın başlangıcından günümüze süren tehdit!

Yeni yapılan bir antik DNA çalışması, insan-hayvan etkileşimlerinin tarih boyunca sağlık yapımızı nasıl dönüştürdüğünü gözler önüne seriyor. Araştırma, bulaşıcı hastalıkların 6 bin 500 yıl önce tarımla birlikte yayıldığını ve bu etkilerin hala günümüzde hissedildiğini ortaya koyuyor.

İnternette görülmemiş rekor kırıldı! Netflix’teki tüm filmleri bir saniyede indirebiliyor

Japon araştırmacılar, saniyede 1.02 petabitlik veri iletimiyle internet hızında dünya rekoru kırdı. Bu hız, Netflix’in tüm içerik arşivini saniyede 30 kez indirebilecek kapasitede.

Bilim dünyası alarmda, Dünya’nın dönüş hızında anormallik var: 9 Temmuz 2025, tarihin en kısa günü oldu

9 Temmuz 2025, bilim dünyasını şaşkına çevirdi. Dünya’nın dönüş süresi ortalamadan 1,6 milisaniye daha kısa olacak. Peki bu ne anlama geliyor? Dünya neden daha hızlı dönüyor? Bilim insanlarının açıklamalarıyla en kısa günün sırları haberimizde.