Akdeniz ve Ege’nin mağaraları insanlık tarihine ışık tutuyor

Muğla’nın Seydikemer ilçesindeki Girmeler Mağarası, Epi-paleolitik Çağ’dan (avcı-toplayıcı halklar) Neolitik Çağ’a (yerleşik hayata geçen insanlar) kadar uzanan yerleşim kalıntılarıyla dikkat çekiyor.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Korkut, Girmeler’in, mağaradan öte bir yerleşim yeri olduğunu söyledi.

Korkut, “Kazı çalışmalarında mağaranın ön kısmında 14 bin yıl öncesine ait bir höyük belirledik. Bu yerleşim günümüzden 6 bin yıl öncesine kadar takip edilebiliyor. 14 bin yıl önce başlayan yerleşim Helenistik ve Roma döneminde de devam ediyor. Mağaranın kenarındaki kalıntılardan bunu anlıyoruz.

Aslında Batı Anadolu’nun Neolitik döneme tarihlenen en erken yerleşimi Girmeler. Burada kalıntılarını tespit ettiğimiz ilk insan 10 bin yıl önce yaşamış. Yerli Anadolu ırkından bir insan. Dolayısıyla Girmeler yerleşimi tüm Anadolu tarihi için çok önemli. Burada çalışmalarımıza titizlikle devam ediyoruz” dedi.

Korkut, binlerce yıl öncesine ait yaşam alanları, dinsel mekanları ve gündelik hayatta kullanılan el aletleri gibi pek çok nesnenin kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarıldığını anlattı.

Yerküpe Mağarası, yaz aylarında serinliğiyle “doğal buzdolabı” olarak anılıyor.

Kavaklıdere Belediye Başkanı Mehmet Demir, Yerküpe Mağarası’nın doğal sit alanı olarak koruma altına alındığını aktardı.

Demir, “Herkesin görmesi gereken güzellikte bir mağara. İçerisinde galeriler, dereler ve küçük göletler bulunuyor. Bu dere yaz aylarında sulama amaçlı da kullanıyor.” diye konuştu.

Nimara Mağarası, 100 bin yıl öncesine dayanan doğal oluşumları ve ele geçirilen arkeolojik buluntuları dolayısıyla koruma altına alındı.

Mağaranın 60 metre genişliğindeki giriş kısmının, aşındırma ve tektonik nedenlerle kaya kütlesinin düşmesi sonucu meydana geldiği tespit edildi.

Tarihte tapınma yeri olarak da kullanıldığı anlaşılan Nimara’da, 1998’de kum taşından yapılmış iki kadın heykeli bulundu.

Zindan Mağarası, girişindeki Roma mimarisi köprü ve Eurymedon Açık Hava Tapınağı ile dikkati çekiyor.

Mağaranın sonunda bulunan ve hamam olarak nitelendirilen kısımdan akan suyun cildi güzelleştirdiğine inanılıyor.

İnsuyu Mağarası, 1952’de keşfedildikten sonra Türkiye’nin turizme açılan ilk mağaralarından oldu.

Mağaranın ziyarete kapalı alanları dahil toplam uzunluğu 8 bin 350 metre.

İnsuyu Mağarası’nı ziyaret edenler, oluşumu binlerce yıldır devam eden sarkıt ve dikitlerin arasında gezerek kalsit kristallerinin fotoğrafını çekiyor. (AA)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir