CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, “TÜRK-İŞ’in açıkladığı açlık sınırı 13 bin 334 TL, bugünkü en düşük emekli maaşı 7 bin 500 TL. Emekliler en temel gıda ürünlerine dahi erişemeyecek hale gelmiş durumda. Nisan ayında verilen 7 bin 500 liranın TÜİK’in enflasyonuna göre alım gücü eylülde 5 bin 766 liraya düşmüş durumda. Yani beş ayda maaşının dörtte biri gitmiş. Bu hesabın TÜİK’in bastırılmış enflasyonuna göre olduğunu da unutmayalım” dedi. Ağbaba, emeklilere 5 bin yerine ayrımsız 15 bin lira ikramiye verilmesinin doğru olacağını söyledi.
CHP Malatya Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Veli Ağbaba dün akşam TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda torba kanun görüşmelerinde AKP’nin emekliye 5 bin lira ikramiye verilmesine ilişkin getirdiği düzenlemeyle ilgili konuştu. Torba yasaya gece önergeyle eklenen, “çalışmayan” emeklilere 5 bin lira ikramiye verilmesine dair düzenlemeye karşı çıkan ve emeklilere ayrımsız 15 bin lira ödenmesi gerektiğini belirten Ağbaba, şunları söyledi:
“SADAKA VERİR GİBİ EMEKLİYE, O DA SADECE ÇALIŞMAYAN EMEKLİYE 5 BİN LİRA İKRAMİYE VERİLECEĞİ SÖYLENDİ”
“Günlerden beri emekliler bir müjde bekliyordu ama bir müjde çıkmadı bir sadaka verir gibi emekliye, o da sadece çalışmayan emekliye 5 bin lira ikramiye verileceği söylendi. Biz grup olarak 15 bin TL verilmesinin doğru olacağını, hiç olmazsa yıl sonuna kadar emeklinin bir müddet nefes alması gerektiğini düşündüğümüzü ifade etmek istiyoruz.
Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek çok talihsiz bir açıklama yaptı, ‘Emekli maaşlarındaki artış ile ücretlerdeki artış enflasyonu artırır’ dedi, hakikaten tarihe geçecek bir söz. Fransa’daki meşhur ‘Ekmek bulamıyorsanız pasta yiyin’ gibi biz söz bu, çok talihsiz bir söz bu. Sanki emeklinin aldığı 7 bin 500 lira ya da asgari ücretlinin aldığı maaş enflasyonu yükseltiyor. Enflasyonu yükselten politikanın her şeyi bilen, ‘Ekonomiyi ben bilirim’ diyen, ‘Faiz sebep, enflasyon neticedir’ diyen büyük ekonomistten kaynaklandığını hepimiz biliyoruz.
“GÜCÜNÜZ FİYAT ARTIŞIYLA KAR PATLAMASI YAPAN ŞİRKETLERE YETMİYOR, BEDELİ EMEKLİYE ÖDETMEYE ÇALIŞIYORSUNUZ”
Bu arada şirketlerin karlarına baktığımız zaman, bir yılda yüzde 400 artan şirket karları Mehmet Şimşek’in gelir politikası çok bozmuyor herhalde. Karları patlama yapan şirketlerin enflasyona katkısı tartışılmıyor ama emekçinin, emeklinin üç kuruş gelir artışına göz konuluyor. Maalesef gücünüz fiyat artışıyla kar patlaması yapan şirketlere yetmiyor, bedeli emekliye ödetmeye çalışıyorsunuz. Emekliye yapılan ödemelerin milli gelire oranı 2016’dan bu yana yüzde 7’den yüzde 4,5’a düşmüş durumda. Bu mu enflasyona sebep oluyor, çıkıp Maliye Bakanı açıklasın.
Ayrıca, verilen ikramiye miktarının bütçe maliyetinin 61 milyar TL olacağı söyleniyor. Kur korumalı mevduatla Merkez Bankası’nın, Hazine’nin geçen yıldan bu yana yapmış olduğu toplam ödeme 312 milyar TL. Yani emekliye verilen paranın neredeyse 5 katından daha fazla. Maalesef sadece emekliye verilen para bütçeyi zorluyor, onun dışında şatafat, israf, kur korumalı mevduat bütçeyi zorlamıyor.
“EMEKLİLER EN TEMEL GIDA ÜRÜNLERİNE DAHİ ERİŞEMEYECEK HALE GELMİŞ DURUMDA”
Emeklinin alım gücüne de bakmak lazım, rakamlara baktığımız zaman emeklinin durumunu daha net görebiliriz. TÜRK-İŞ’in açıkladığı açlık sınırı 13 bin 334 TL, bugünkü en düşük emekli maaşı 7 bin 500 TL. Emekliler en temel gıda ürünlerine dahi erişemeyecek hale gelmiş durumda. Nisan ayında verilen 7 bin 500 liranın TÜİK’in enflasyonuna göre alım gücü eylülde 5 bin 766 liraya düşmüş durumda. Yani beş ayda maaşının dörtte biri gitmiş. Bu hesabın TÜİK’in bastırılmış enflasyonuna göre olduğunu da unutmayalım.
Nisan ayında 7 bin 500 lira emekli maaşıyla 61 kilo peynir alınıyordu, şu anda 48 kilo peynir alınabiliyor. Nisan ayında 7 bin 500 lira emekli maaşıyla 29 kilo et alınıyordu, şu anda 21 kilo et alınabiliyor. Nisan ayında 7 bin 500 lira emekli maaşıyla 158 kilo nohut alınırken bugün 90 kilo alınıyor. Emeklinin düştüğü durum bu maalesef. Yine, yirmi bir yıllık iktidarınızda karşılaştıralım; 2002 yılında en düşük emekli maaşı 240 TL iken asgari ücret 184 TL’ydi. En düşük emekli maaşı asgari ücretin 1,3 katıydı. Geldiğimiz noktada bu hesap yapılsa 1,3 katı olsa en düşük emekli maaşının 14 bin 822 TL olması gerekiyordu.
“AVRUPA’DA EN DÜŞÜK MAAŞ ALAN EMEKLİ DE BİZİM ÜLKEMİZDE”
Maalesef, Avrupa’da en düşük maaş alan emekli de bizim ülkemizde. Belçika’da bir emekli ortalama 1.200 euro, Almanya’da 1,400 euro maaş alıyor, Türkiye’de ise 254 euro maaş almakta. Belçika’da bir emekli toplam maaşıyla 120 kilo, Almanya’da 136 kilo, Türkiye’de 23 kilo et alabiliyor; bunu da takdirlerinize sunmak istiyorum. Bütün bu rakamlar göz önüne alındığında emeklinin dertlerinin çözümü 5 bin TL’yle mümkün değil. Ayrıca, dul ve yetimlere de çok az yansıyacak; dul ödemesi 2 bin 500 lira, yetim ödemesi 1.250 TL olacak. Bununla ne alınabilir?
Bir diğer önemli haksızlık var ki bunu da gündeme getirmek istiyorum: Çalışan emekliye ikramiye, para verilmemesi. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre sosyal güvenlik destek primine tabi sigortalıların sayısı temmuz itibarıyla 1 milyon 776 bin kişi yani eşitliğe, Anayasa’ya, çalışma hakkına aykırı bir şekilde bu insanlara 5 bin lira ikramiye verilmiyor.
“TAM 1 MİLYON 776 BİN KİŞİYE ‘GİT, KAYIT DIŞI ÇALIŞ’ DENİLİYOR”
Tam 1 milyon 776 bin kişiye ‘Git, kayıt dışı çalış’ deniliyor. Bu, hakikaten kabul edilecek bir şey değil. Maalesef, Türkiye’de 65 yaş üstü olmasına rağmen 965 bin kişi çalışmaya devam ediyor. Bindiğiniz taksiye bakın, taksicilerin bir çoğu 65 yaş üstü ya da sokakta çalışanlara bir bakın, çoğu 65 yaş üstü maalesef. Avrupa’da bir emekli Türkiye’ye, İspanya’ya ya da İtalya’ya tatile gitmek için bir aylık maaşının hepsini bile harcamıyor.
Bakın, bir Alman seyahat sitesi 19 Haziran-10 Eylül tarihleri arasında Türkiye’de bu sene yapılan tatillerin tur rezervasyonları minimum kişi başı günde 113 euro olarak hesaplamış. Alman bir işçi emeklisi bir aylık maaşıyla Antalya ya da Bodrum’da 13 gün tatil yapabiliyor, peki bizim emeklimiz Antalya ya da Bodrum’a otobüs parasıyla gidebilir mi? Bizim emeklinin ne günahı var?”
“MAALESEF BAZI EMEKLİLER ÖLEN KOMŞULARININ EŞYALARINA MAHKÜM OLMUŞ DURUMDA”
Ankara’nın İtfaiye Meydanı’na gidin ya da Malatya’daki Rus pazarına gidin, bütün illerde şu anda ikinci el eşyalar satılmakta. İkinci el buzdolabı falan değil; ikinci el ceket, ikinci el palto, ikinci el gömlek satılmakta. Maalesef, emekli ikinci el giysiyi bile giyemiyor. Emekliler on yıldan beri ceket alamıyor, on yıldan beri gömlek alamıyor, on yıldan beri pantolon alamıyor. Yine, acı bir durumdur ki maalesef bazı emekliler ölen komşularının eşyalarına mahkum olmuş durumda.
Yine ilginç bir rakam var; 2022 yılında 65 yaş üstü en az 99 kişi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiş durumda. Yani Türkiye de çalışırken ölen emekliler ülkesine çevrilmiş durumda. Emeklilerin almış olduğu 7 bin 500 liranın zaten yetersiz olduğunu görüyoruz. Bu 5 bin liranın da bir sadaka bile olmadığını söylüyoruz. Bu teklifimizin 15 bin lira olarak kabul edilmesini hepinizden istiyoruz, rica ediyoruz emekliler adına.”